Bir kurs vesilesi ile 2004 yılında Japonya’da bulunma fırsatım oldu. Aradan iki yıldan fazla geçmesine rağmen hala Japonya’nın olumlu etkisinden kurtulamadığımı söyleyebilirim. İyi bir eğitim gören halkın bunu davranışlarına yansıtması, Japonların en etkilendiğim yönü. Bugüne kadar başka ülkelerde de bulundum, ama diğer ülkelerden hiç etkilenmeğimi söylesem yalan olmaz. Acaba Japonlar bana büyü mü yaptı? Yoksa, bu kadar hayranlık hastalık emaresi mi, diye düşünürken; büyük düşünür ve şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un Japonlar için yazmış olduğu şiirine rast geldiğimde birden rahatladım. | Yalnız Akif değil, pek çok değerli simalar da Japonlar hakkında çok güzel intibaya sahiptir. Hatta meşhur yazarımız Halide Edip ADIVAR’ın, Rusların yenilgisi ile sonuçlanan 1905 Japon Rus savasındaki Japon komutan Togo’nun ismini oğluna verdiği söylenmektedir. Meğer, ben Japon ve Japonya konusunda hasta falan değilmişim. Büyük şairimiz Mehmet Akif de benim gibi etkilenmiş ve aynı şeyleri tespit etmiş . İşte şiiri: |
JAPON’LARSorunuz, şimdi, Japonlar da nasıl millettir?Onu tasvire zafer-yâb olamam, hayrettir!Şu kadar söyleyeyim: Din-i mübinin orada,Ruh-u feyyazı yayılmış, yalınız şekli: Buda.Siz gidin, saffet-i İslam’ı Japonlarda görün! O küçük boylu, büyük milletin efradı bugün,Müslümanlıktaki erkan-ı sıyanette ferid;Müslüman denmek için eksiği ancak tevhid.Doğruluk, ahde vefa, va’de sadakat, şefkat;Acizin hakkını i’laya samimi gayret;En ufak şeyle kanaat, çoğa kudret varken;Yine ifrat ile vermek, veren eller darken;Kimsenin ırzına, namusuna yan bakmayarak,Yedi kat ellerin evladını kardeş tanımak;“Öleceksin!” denilen noktada merdane sebat;Yeri gelsin, gülerek, oynayarak terk-i hayat,İhtirasat-ı hususiyyeyi söyletmeyerek,Nef-i şahsiyi umumunkine kurban etmek...Daha bunlar gibi çok nadire gördüm orada.Ademin en temiz ahfadına malik bir ada.Medeniyyet girmiş yalınız fenniyle...O da sahiplerinin lahik olan izniyle.Dikilip sahile binlerce basiret, im’an;Ne kadar maskaralık varsa kovulmuş kapıdan!Garbın eşyası, eğer kıymeti haizse yürür;Moda şeklinde gelen seyyie gümrükte çürür !Gece gündüz açık evler, kapılar mandalsız;Herkesin sandığı meydanda, bilinmez hırsız.Ya o mahviyyeti insan göremez bir yerde...Togo’nun umduğumuz tavrı mı vardır? Nerde...“Gidelim!” der, götürür! sonra gelip ta yanıma;Çay boşaltırdı ben içtikçe hemen fincanıma.Müslümanlık sanırım parlayacaktır orada;Sâde, Osmanlı’ların gayreti lazım arada.Misyonerler, gece gündüz yeri devretmedeler,Ulema, vahy-i İlahiyi mi bilmem, bekler?Mehmet Akif ERSOYElbette, benimkisi de Akif’inki de Japon hayranlığı değil; kendi ülkemizin ve insanımızın neden imkanlarını kullanıp Japonlar gibi hak ettiği yere varamadığının ıstırabı... Anlaşılan, Japonlar yüz yıldır pek fazla değişmemiş, bozulmamışlar. Ama ben, Japonların, yeni nesli ile, maddi ve manevi gelişimini; bu şekilde, aynı ivmeyle sürdürebileceğine veya seviyelerini muhafaza edebileceklerini söyleyemem. Zira, çivisi çıkmış ve balansı bozulmuş dünyanın insanlığa zarar veren virüslerinin yayılması, şimdi daha kolay, öyle gümrükte bekletilip çürütülemiyor ...
|